Damla Altındal Türkeri
İşlev ve estetiğin kol kola gittiği bazı tasarım öğeleri, yapı elemanları zaman zaman önemli bir rol oynar. İhtiyaç analizinde üst sıralarda yer alan ve tasarıma eklenen bu öğeler, mekanla ya da yapıyla ilgili bir probleme çözüm sunduğu gibi, dahil olduğu yapıya estetik açıdan farklı bir boyut ve etki kazandırabilir. Bu bazen bir odanın içerisindeki bölücü duvar, bazen ada mutfaktaki bir çekmece detayı, bazen de yapının önünde karşımıza çıkan kanopi olabilir.
Kanopi, bir korunma alanıdır: Yapı önünde, dolu, kar ve yağmur gibi hava koşullarından korunmayı sağlayan veya güneşli havalarda gölgelik etkisi yaratan, üzeri kumaş, cam veya metal gibi kaplamalarla örtülmüş bir çatı örtüsü ve başka bir giriş yapısıdır. Tamamen varlığı ihtiyaçtan doğmuş olan bu yapı elemanı, kullanıcısına bir korunma ve nefes alma alanı yaratır. Ancak bazen öyle yapılarla karşılaşırız ki, kanopi, adeta yapıya ait bir obje haline gelir ve tasarımın bir parçası olarak eklenti olmaktan çıkar, yapı çözümünde olmazsa olmaz bir unsur halini alır.
Koruma Alanı
Kanopi, Türkçeye canopy sözcüğünden geçmiş olup, gölge-örtü anlamlarının yanı sıra markiz olarak da adlandırılmaktadır. Geniş bir yelpazede isim bulan bu yapı öğesi, benzin istasyonlarındaki üst örtülerden endüstriyel yapılara; metro girişlerinden, plaza önü karşılama üst örtülerine kadar çok farklı alanlarda kullanılır. Üst kapama malzemesi, bulunduğu yapıya veya tasarıma göre değişkenlik gösterebilir. Ana karkas yapısı ise çelik konstrüksiyon veya ahşap olabilir. Çelik ve beton gibi malzemelerden alüminyum, paslanmaz çelik, ahşap, kumaş, cam ve polikarbonata kadar çeşitlendirilebilen malzeme yelpazesi, esnek detaylandırma olanaklarıyla tasarıma özgün bir yaklaşım getirir.
Çevre ile İlişki
Kanopi tasarımı yapmak, öncelikle statik ve mukavemet açısından maruz kalacağı yükleri hesaplamakla başlar. Bu hesaplamalar, kanopinin kullanılacağı coğrafyaya, konstrüksiyonundaki detaylara ve malzemesine bağlı olarak yapılır. Kanopinin alacağı kar yükü gibi birçok parametre, mühendislik hesaplarıyla yanıtlanması gereken temel sorulardır. Ayrıca, kanopinin yapı ile olan ilişkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu iki farklı durum, tasarımın tüm aşamalarını doğrudan etkileyen önemli parametrelerdir. Kanopiler, temel olarak iki grupta sınıflandırılabilir: serbest duran kanopiler ve ana yapıya bağlı kanopiler.
Yapı Kütlesi ile İlişkisi
Ana yapıya bağlı kanopiler, mevcut bir bina kütlesine iliştirilmiş destek yapılardır. Bunlar askılı, konsollu, destekli ve geri çekilebilir kanopiler olarak çeşitlenir. Askılı kanopiler, yapım metodolojisi gereği ana yapıya sabitlenip, destek karkasını güçlü kablolar veya çubuklar ile sağlamlaştırır. Konsollu kanopiler ise dikey desteğe ihtiyaç duymadan, bükülme ve kesme kuvvetlerine karşı mühendislik hesaplarıyla eklenen tasarımlardır. Direk destekli kanopiler, geometri olarak konsollu kanopilere benzer, ancak genellikle daha büyük ebatlara sahip olup, zemine monte edilen dikmelerle desteklenir. Geri çekilebilir kanopiler ise hava koşullarına göre açılıp kapanabilen, elastikiyet sağlayan konsol çeşitleridir.
Serbest duran veya bağımsız kanopiler ise destek için ana yapı ile ilişki kurmayan münferit yapılardır. Gölgelik kanopiler, tenteler ve pergolalar da bu grup içinde yer alır.
Taşıma Dirençleri
Kanopiler, yapı ile kurdukları ilişkinin yanı sıra, yanıtladıkları ihtiyaca göre de gruplandırılmaktadır. Gölgelik tasarımı yapılırken, güvenlik, sağlamlık ve yapıya uygunluk gibi çeşitli normların sağlanması gerekir. Kanopiler, yük taşıma kapasitesi, rüzgar direnci, yangın güvenliği ve yapısal bütünlük gibi kriterlere göre oluşturulmalıdır. Bu nedenle her malzeme ile her yapıya uygun bir tasarım yapmak mümkün değildir. Doğru kanopi çeşidini seçmek, yalnızca estetik ve fonksiyonel ihtiyaçları karşılamakla kalmaz, aynı zamanda yapının güvenliği için de önemlidir. Örneğin, sabit kafes olarak bilinen kanopiler, hava akışına izin vererek yapıda bitkilendirmeye imkan sağlar ve genellikle peyzaja açılan girişlerde tercih edilir.
Malzeme Çeşitliliği
Kanopiler, estetik anlamda yapıya doğal bir etki getirirken, çevreye uyumlu ve fonksiyonel olmalıdır. Mekanik ya da panjurlu güneş kontrol yapıları, güneş ışığının geliş açısına göre ayarlanarak ışık ve ısı miktarını yönetme imkanı sağlar. Bu tür kanopiler, esnek bir gölgelendirme sunarak, özellikle konut ve ticari yapıların bahçelerinde sıklıkla kullanılır.
Katı yalıtımlı kanopiler ise dış etkenlere karşı en iyi korumayı sağlayan, mekan konforunu maksimumda tutan yapılar olarak öne çıkar. Metro girişleri, alışveriş merkezi girişleri, kapalı verandalar ve açık yemek alanları gibi birçok mekanda kullanılabilir. Diğer yaygın kanopi çeşitlerinden biri de kumaş kanopilerdir. Hafif yapıları, özgün stilleri ve geniş renk seçenekleriyle kumaş kanopiler, bulundukları yapıya estetik bir değer katar.
Tasarım Esnekliği
Kanopiler, yapıyla olan ilişkilerine, malzemelerine ve mühendislik hesaplarına göre büyük bir çeşitlilik gösterir. Bu geniş seçenek yelpazesi, fonksiyonel ve estetik açıdan pek çok yapıda kullanılmasına olanak tanır. Yapıyla bütünleşik tasarlanan kanopiler, yapının görünüşünü geliştirir, ona katma değer kazandırır ve fonksiyon ile estetiği aynı çatı altında birleştirir. Bir yapının girişi için oluşturulan kanopiler, koruma, toplanma ve karşılama alanları yaratırken, bazen de ışık ve ısı yönetimi sağlayarak kullanıcı konforunu artırır.