İNCELEME | MİNİMALİZM

Bugünün trendleri arasında geçen, herkes tarafından çok konuşulan, bir yaşam felsefesi olarak dahi kendinden bahsettiren minimalizm nedir diye düşündünüz mü hiç? Ya da modern ile bağdaştırılan, kaos ile karmaşa ile zıtlık ilişkisi kuran minimalizmin temelini irdeleme fırsatınız oldu mu? 

Bugün en temel mobilya alışverişinde dahi, nasıl bir koltuk takımı olduğunu sorduğunuz kişiden şu yanıtı almanız çok olası: ”şık, modern, minimal”. Hakikaten minimal olduğunu böyle şık kadar subjektif taraftan bakarak yorumlayabiliyor muyuz? Ya da sade olması minimal olması için kafi mi?

Nedir Bu Minimalizm?

Minimalizm sözcüğü, Fransızca kökenli olup sözcük anlamı olarak “minimum” anlamına gelen minimalden türemiştir. Bugün mimari ve dekorasyonla bağdaştırılmasının ve modern ile birlikte bir sıfat öbeği olarak kullanılmasının ötesinde, mimaride, sanatta, müzikte bir akım haline gelmiştir. Minimumdan türeyen bu akım için matematiksel bir ifade ile ”değişken bir niceliğin gelebileceği en alt basamak” demek mümkündür. 

Sadeliği öne çıkaran bu akıma ait temeller oldukça eskiye dayanmaktadır. 1950’lerin sonlarında bir önceki neslin akımının dışına çıkmaya başlayan sanatçılar, nesnenin nesne olma özelliğini ortaya çıkaran bu yaklaşımla ilgili durumu sanatın kendi gerçekliğine sahip olmasıyla bağdaştırmıştır. Hatta bu durumu en minimal ifadeyle Frank Stella ”Gördüğünüz şey, gördüğünüz şeydir“ şeklinde açıklamıştır. Ancak akımın isim babasının, 1965 yılında yalınlığı savunan bu yaklaşıma ‘minimalizm’ demesiyle Richard Wolheim olduğu savunulmaktadır. Ancak akımla bağdaştırılan, hatta minimalizm fikrine mimaride ve tasarımda yol gösteren biri daha vardır ki o da çoğumuzun bildiği sözüyle akımın mottosunu belirlemiştir. Ludig Mies van der Rohe minimalizmin felsefesini ”Less is more”, “az fazladır” sözüyle ifade etmiş, aslında akımın kurmak istediği minimalizm yaklaşımını “Minimalizm; fakirlik, yoksunluk, eksiklik değildir, aksine bilinçli bir tercihtir, zor olanı seçmektir, azla çok yapmaktır” şeklinde özetlemiştir.

Minimalist Tasarım Ne İster?

Minimalist tasarıma göre bir bina, nesne veya iç tasarım tamamen yalınlığa dayanır. Tasarlanacak olan mekan veya nesne ile ilgili temel amaç temel işlevini kazandırmaktır. Fonksiyonu çözecek algoritmada tasarlanan mekan veya nesne için seçimler de aynı sadeliğe dayandırılır. En az malzeme ile nötr renkler seçilir, geometriler belirgin formlardadır ve yalın bir şıklık elde etmek için gereksiz süslemelerden mutlaka kaçınılır. Genel hatlarıyla minimalist bir tasarım, fikrinizi sınırlı renk, çizgi, geometri ve dokuya indirgeyerek vurgulamanızı ister ve ortaya çıkan ürünün fonksiyonu çözecek nitelikte olmasını beklerken, kendisinden başka hiçbir nesneyi, fikri veya tasarımı sembolize etmesini istemez.

Minimalist Tasarımı Destekler Misiniz?

Bu konu oldukça öznel olsa da sektörü ikiye bölen bir seçimdir. Yaşam tarzı olarak da obje seçimlerinde de mekan çözümlerinde de minimalist seçimler varsa bana artı bir yazabilirsiniz diyen bir kesim olduğu kadar renk seçimlerini belirli skalada tutan, formunu net geometrili, düz satıhlı kararlardan yana kullanan minimalizmi kolay ve sıkıcı bulan da oldukça fazladır. Minimalist akımı destekleyenler için malzemenin doğal formundaki ile aynı davranması, işleve odaklanması, aşırı süslemelerden kaçınması yalınlığıyla doğru orantılı olarak şıklığını arttıran parametrelerdendir. Ancak tasarımda süsleme, bezeme veya soyut yaklaşım sevenler her bakanın farklı bir detay görmesini, tasarımın altındaki gizli soyut kavramı yorumlamasını minimalizmin tersine karmaşa gibi yorumlamaz, aksine tasarımın temel kaygılarından biri olan soyut anlamın dışavurumu olarak yorumlarlar. Bu konudaki görüşlerinizi çok merak ettiğimi ayrıca belirtmek isterim.

Elbette herkesin farklı anlam çıkardığı çağdaş sanat çalışmalarını hayranlıkla takip ediyorum ancak minimalizmin nötr renklerini, temel çizgisinden çıkmayan tarzını, fazlalıklarından arınmış seçimlerini tasarım kararlarımla daha senkronize bulduğumu söylemek isterim. Fazla olanı biraz noksan bulanlardan olduğumu söyleyebilirim. Bir mekana girdiğim zaman tasarımda bir alan veya bir detay abartıldıysa, aşırı süslemelerle kapatıldıysa o detayı irdeliyorum. Diğer parçalar kadar yalın mı çözülemedi, bir paravan etkisiyle bu kadar süslemenin arkasında bir işlev mi göz ardı edildi diye irdelerken buluyorum kendimi. Bir takım mesleki matrislerle zihnimi yokluyorum daha fonksiyonel ve daha rafine nasıl çözülebilirdi şeklinde. Fazla noksan değildir, minimal olan sıkıcıdır diyenler içinse minimal bir mekan tasarımını özgünleştirmek veya tek düzelik diye yorumlanan anlayışı kırmak için hangi değişkenlerle neler yapılabileceğine dair bir başlığı isterseniz bilahare de değerlendiririz.

Şimdilik her şeyin sadesi diyorum. (Dondurma hariç.)

Daha fazlası