Stamba Oteli
90 yıllık betonarme yapı, Gürcistan mimarisinin olduğu kadar ülkenin tarihinin de önemli bir parçası. Mimari yapısıyla dönemini yansıtan bu yapı, Gürcistan’daki ilk komünist gazetenin matbaası olmasının yanı sıra aynı zamanda ilk konyak içki imalathanesi. Bina Tiflis’te Vera mahallesinde eski Sovyet matbaasının merkezi temelleri üzerinde kalırken, işlevi ve kabuğuyla yenilenerek otel haline getirildi. Bu değişim kullanım amacından yere basan temellerine kadar son yüz yıllık tarihin ve değişimin simgelerinden biri olmaya hak kazanıyor.
Geçmişe Atıfla Dönüşüm
Tasarlanan projede, binanın tarihine, tasarım estetiğine ve yerel kültürle olan bağına odaklanılıyor. Proje ile 1930’larda kurulan yayınevinin tarihi simge merkez binasının, tasarım odaklı bir otele dönüştürülmesi amaçlanıyor. Dönüşüm sonrasında yapıda, pek çok baskı ekipmanı ve tarihi öğe sergilenmeye devam ediyor.
Orijinal özellikler restore edilerek otelin duyusal deneyimine katkıda bulunulması, vintage ile modern arasında bir yolculuk sunuyor. Örneğin eski yayıncının baskı kurutma kirişi, artık otelin beş katlı tropikal avlusuna hakim olan ağaçların ve yaprakların arasından geçiyor. Lobi; kurgu, kurgu dışı, rehberler, romanlar, biyografiler ve daha birçok türden binlerce kitabın titizlikle istiflendiği tavandan tabana kitap raflarıyla çevrili.
Lobide, çatıya kadar 5 kat boyunca uzanan atriyum, zemin katta çok sayıda yetişkin bitki bulunmasına olanak tanıyor. Lobinin üzerindeki ise Tiflis manzarasına açılan bir cam tabanlı yüzme havuzu yer alıyor. Lobinin çatısındaki bu havuz, yarattığı görsel etkinin yanı sıra binaya doğal ışık sağlıyor.
Bol miktarda bitkiye sahip olan bu alan, “Orman lobisi” olarak adlandırılıyor. Bu alan, 5 katlı cam cephesinden ve çatıdaki cam havuzdan bol miktarda güneş ışığı alırken, otelin ortak alanlarında yeşilliklere bol miktarda yer veriliyor. Özellikle lobinin içindeki ve dışındaki ağaçlarla birlikte terasta da bol miktarda bitki yer alıyor.
80 Bin Eserli Kütüphane
Terasta yeşil alanla birlikte amfi tiyatro ve açık hava sergi alanı yer alıyor.
Yapı, ortak alanlar ve misafir odalarındaki raflarda sergilenen toplam 80.000 kitap ile çok sayıda Gürcü sanatçının eserlerini bir araya getiren geniş bir çağdaş sanat koleksiyonu sunar.
1930’lardan kalma eski bir yayınevinin brütalist iskeleti içinde yer alan – aynı zamanda bir zamanlar şehrin ilk konyak içki imalathanesinin de bulunduğu – yapı, orijinal çevresi içinde sessizce oturuyor ve beton üst yapısını Londra merkezli stüdyo Pataki’nin el yapımı seramik karolarından çağdaş detaylarla harmanlıyor. Gürcü tasarımcı Maya Sumbadze’nin yerel sanat eserleri sergileniyor. Bu arada çarpıcı atriyum lobisi, beş kat kaldırıldıktan sonra binanın tüm yüksekliği boyunca uzanıyor ve yalnızca destek için yapısal sütunlar kalıyor. Bu etkileyici mimari başarı, çevredeki iç balkonlardan veya cam tabanlı çatı havuzunun içinden izlenebilir.
Fotoğraflar: Adjara Group, https://adjaragroup.com