ÇİZGİNİN GÖLGESİ

Fabrikaco Kitaplığı #3

Loş bir ışık, çizim masasının üzerine düşüyor. Mimar, kâğıdın başında. Önünde Vitruvius Adamı: daireye ve kareye yerleştirilmiş “ideal beden.” Kalemini kaldırıyor, hafifçe başını eğiyor. “Bu çizgide ben yokum,” diyor içinden. “Ve sadece kadınlar değil, binlerce kişi eksik bu oranların içinde.”

Bu çizgi sadece bir şekil değil; bir çağın dünya görüşü. Bir bedenin Tanrı ile ölçülmesi. Ve dışarıda kalanların gölgede bırakılması.

Rönesans’ta beden ölçülür, sistemleştirilir. Her kas, her damar belirli bir düzene hizmet eder.
Sanatçı, bilim insanına dönüşür – tıpkı Leonardo da Vinci gibi. Ama her şey bu kadar düzenliyken, bir şey eksik kalır kahramanımız için: Sonsuz çeşitlilik.
Mimar, çizim masasının başında duruyor. T cetveliyle hizalanmış bir dünyadan sıkılmış gibi. Bu çizgi onu ve pek çok kadını dışarıda bırakıyor.

Merz’in Parçalarıyla Düşünmek

Gözleri masadaki dağınıklığa kayıyor. Arada kalmış nesneler: bir kurumuş yaprak, kırık bir gönye, paslı bir çivi. Ve bir kitap açılıyor: Kurt Schwitters – Merz.
Schwitters’in kolajlarında olduğu gibi, mimarın gözünde artık her şey birer parçadır:
Kullanılmamış, unutulmuş, dışlanmış. Ve kadının zihninde de yeni bir yapı yükseliyor: Kırık çizgilerle, bozulmuş oranlarla, dışlanmış bedenlerle kurulmuş bir mimari.
Ve sonra, sahneye kırılgan ışıklarıyla Caravaggio katılır… Kadının zihninde formlar yerine gölgeler başrolü alır.

Aletin Gölgesi

Masasında bir pergel duruyor. Bir çiviyi, bir gönye kolunu, eski bir testereyi tutuyor elinde. Tarih boyunca aletlerin kutsandığını düşünüyor: Hephaistos’un sembolleri – çekiç, örs ve demirci maşası; Daidalos’un testeresi, Apollonius’un pergeli… Tarih sayfaları arasında bir balta: sıradan değil. Bir oduncunun elinde yontucu, bir şamanın elinde kutsal, bir katilin elinde silah…

Ve kadın şunu fark eder:

Alet, sadece kullanıldığı nesneye şekil vermez…

Masasına geri dönüyor. Bu kez parmak uçlarıyla dokunuyor kâğıda. Ne bir daire çiziyor ne bir kare. Sadece bir iz bırakıyor. Katı değil, belirsiz, simetrik değil, akışkan…


“Mimarlık artık çizgiyle değil, gölgeyle başlayabilir. Alet artık oranlamaz, anlatır.”

Kaynakça:

https://www.e-skop.com/skopbulten/dadanin-100-yili-kurt-schwitters-merz-dada/3073

 

Daha fazlası