BÜLTEN

Bu bülten ve araştırma yolculuğu, FABRIKACO’nun sürekli gelişen bir uzmanlık ve miras yaratma kararlılığını yansıtıyor.  

Ayrıca, her projenin bir hikaye barındırdığını hatırlatıyor.

İNCELEME | SYDNEY OPERA BİNASI: DALGALARIN İÇİNDEN DOĞAN MİMARİ DEVRİM

Sydney Opera Binası, Jørn Utzon’un 1956’daki yarışmada kazanan eskizlerinden doğan ve dalga ile deniz kabuğunu andıran çatı formuyla mimarlık ve mühendislikte devrim yaratan; zorlu ve tartışmalı inşaat süreci ile Utzon’un projeden ayrılışına rağmen UNESCO Dünya Mirası olarak tescillenmiş, limanla kurduğu güçlü mekânsal ilişki, her gün ışıkla birlikte değişen heykelsi yüzeyi ve kamusal yaşamı içine alan kurgusuyla Avustralya’nın yaratıcılığını ve modern mimarlığın evrensel dilini temsil eden, yalnızca bir yapı değil, yaşayan ve dönüşen bir kültürel simgedir.

Okumaya devam et »

İNCELEME | DEVRİMİN KADINI: LILLIAN

1880’lerin Newark’ında, kadınlara çizilen sınırları reddederek UC Berkeley’de yüksek lisans yapan ve endüstriyel psikoloji ile mühendisliği birleştiren Lillian Moller Gilbreth, mezuniyet konuşması yapan ilk kadın oldu; Frank Gilbreth ile birlikte zaman ve hareket etütleriyle endüstri mühendisliğinin temellerini atarken verimliliği insan odaklı ele aldı. Eşinin ölümünden sonra sanayiden dışlansa da bu yaklaşımı eve taşıyarak ergonomik mutfak kavramını geliştirdi; L tipi mutfak düzeni ve bugün standart kabul edilen birçok mutfak çözümüne öncülük etti. 57 yaşında Purdue Üniversitesi’nin ilk kadın mühendislik profesörü olan Gilbreth, mühendisliğin amacının insanın acısını azaltmak olduğunu savunarak kalıcı bir iz bıraktı.

Okumaya devam et »

İNCELEME | TERRAZO İLE: ZEMİNİN HAFIZASIYLA MEKANIN KATMANLI MACERASI

Terrazzo, antik dönemden günümüze uzanan mimari geçmişiyle yalnızca bir zemin kaplaması değil, mekânın kimliğini tanımlayan bütüncül bir tasarım dilidir; derzsiz ve monolitik yapısı sayesinde mekânı ayırmak yerine birleştirir, mermer, granit, cam ve metal agregaların ışıkla kurduğu ilişkiyle yüzeye zamansal ve duygusal bir derinlik kazandırır, yüksek dayanımı ve hijyenik avantajlarıyla kamusal alanlarda uzun ömürlü bir çözüm sunarken zemin, duvar ve diğer yüzeylere uzanan sürekliliği sayesinde mekânın deneyimini yönlendiren ve onun hafızasını taşıyan güçlü bir mimari karaktere dönüşür.

Okumaya devam et »

İNCELEME | VERSAİLLES: FRANSIZ MONARŞİSİNİN SİYASİ VE KÜLTÜREL SEMBOLÜ

Versailles Sarayı, 14. Louis döneminde Fransız monarşisinin siyasi ve kültürel gücünü temsil eden en önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Başlangıçta 13. Louis için bir av köşkü olarak inşa edilen yapı, zamanla Barok ve Klasik mimarinin simgesi olan görkemli bir saray ve etrafında şekillenen bir yönetim kentine dönüşmüştür. Sanat, mimari ve törenler aracılığıyla mutlakiyetçi iktidarın sahnelendiği Versailles, 1789 Fransız Devrimi’nin kritik olaylarına da ev sahipliği yapmış; devrim sonrası siyasi işlevini yitirerek müze kimliği kazanmıştır. 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan saray, Fransa’nın iktidar ve kültür tarihinin simgesel bir anlatımıdır.

Okumaya devam et »

İNCELEME | HERKES İÇİN TASARIM

Mimarlık, yalnızca biçim üretmek değil, herkes için eşit bir yaşam deneyimi sunan mekânlar tasarlamaktır; bugün özellikle bu konuya değinmek istiyoruz çünkü 3 Aralık Engelliler Günü, erişilebilirliğin tasarımın ayrılmaz ve etik bir bileşeni olduğunu hatırlatır. Ronald Mace’in “Universal Design” yaklaşımından Shibuya Station ve Oslo Opera House gibi örneklere uzanan kapsayıcı tasarım anlayışı, dokunsal yüzeylerden geniş sirkülasyonlara kadar herkesin aynı mekânı eşit biçimde deneyimlemesini hedefler. İstanbul Havalimanı’ndaki yönlendirme sistemleri ve İzmir’in “Engelsiz İzmir” programı da bu bilincin Türkiye’deki güncel yansımalarıdır; çünkü bir mekân, herkes için tasarlanmadıkça tamamlanmış sayılmaz.

Okumaya devam et »

İNCELEME | ESCHER: SANATLA BİLİM ARASINDA

M.C. Escher, imkânsız mimariler, optik illüzyonlar ve tessellasyonlarla matematik ile sanatı birleştiren özgün bir görsel dilin yaratıcısı. Yüzeyle kurduğu ilişki ve kullandığı baskı teknikleri, formun dönüşümünü sistematik bir yapıya dönüştürürken; tekrar, simetri ve akış Escher’in metamorfozlarında zaman ve sonsuzluk temasını görünür kılıyor. Bu yaklaşım, onu yalnızca optik oyunların ustası değil, günümüz tasarım düşüncesini hâlâ besleyen önemli bir referans haline getiriyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | SPLENDID PALAS: BÜYÜKADA’NIN SESSİZ ZARAFETİ

1908’de inşa edilen Splendid Palas, Büyükada’nın hafif ritmini, ahşabın sıcaklığını ve dönemin Batılılaşma estetiğini birleştiren, zarif ve özgün kimliğini yüzyıldır koruyan bir yapıdır. Kartpostal etkisi yaratan cephesi ve el işçiliği detaylarıyla yalnızca bir otel değil; doğayla uyumlu, sakin ve yaşayan bir mimari hafıza olarak adanın kıyısında varlığını sürdürmektedir. Her ziyaret edeni, adanın dingin ruhuyla buluşturan zamanın süzgecinden geçmiş bir zarafet taşır.

Okumaya devam et »

SAVUNMA MİMARİSİ: BETON

II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa şehirleri ağır yıkımın ardından hız, dayanıklılık ve tasarruf gerektiren yeni bir mimari döneme girdi; süslemelerin geri plana itildiği bu süreçte betonarme yapılar modernliğin, yeniden doğuşun ve ilerlemenin simgesi haline geldi. Varşova’dan Berlin’e kadar birçok kent, hem geçmişin izlerini taşıyan hem de geleceği kuran bu sert, yalın ve işlev odaklı mimariyle kimliğini yeniden şekillendirdi. Bu nedenle beton, sadece bir malzeme değil, savaşın küllerinden doğan şehirlerin kendini savunma biçimi ve modern mimarlığın en güçlü anlatısı olarak tarihte yerini aldı.

Okumaya devam et »

OSAKA’NIN DEV AHŞAP HALKASI: GRAND RING

2025 Osaka Dünya Fuarı için inşa edilen Grand Ring, 675 metrelik çapıyla dünyanın en büyük ahşap yapısı olarak öne çıkıyor. Çivisiz ve vidasız geleneksel Japon “nuki” tekniğiyle birleştirilen bu dev halka, hem gölgelik bir üst örtü hem de 20 metre yüksekliğindeki Skywalk ile ziyaretçilere Expo’yu kuşbakışı görme imkânı sunuyor. Yerel ahşap kullanımı, sürdürülebilir ve modüler tasarımı sayesinde fuar sonrası yeniden değerlendirilebilen Grand Ring, Expo’nun “geleceğin toplumunu tasarlamak” temasını yansıtan güçlü bir mimari simgeye dönüşüyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | 3D BASKIYLA EV BASMAK

3D baskı teknolojisi, inşaatta devrim yaratarak evleri katman katman üretme olanağı sunuyor. Fransa’daki sosyal konutlar, İrlanda’daki COBOD yapıları ve Türkiye’deki Rapidome örneği, yöntemin hız, maliyet ve sürdürülebilirlik avantajlarını gösteriyor. Kalıp, fazla iş gücü ve atık gerektirmeyen bu sistem, organik formlar ve yenilikçi tasarımlar yaratma özgürlüğü sağlıyor. Dayanıklılık tartışmaları sürse de 3D baskı, afet bölgeleri ve sosyal konutlar için umut verici bir mimari çözüm olarak öne çıkıyor.

Okumaya devam et »

FABRIKACO haberleri ve ürünleri hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurun.