En Değerli Tasarım
Bir anne, bir mimar olarak en çok karşılaştığım sorulardan çoğu, çocuklar hakkında oluyor… Sanırım benim de özellikle son dört yıldır en sevdiğim tasarım konuları, hep çocuklarla ilgili konular olmaya başladı. Ekoller, ekolü takip eden yaklaşımlar, bu yaklaşımı temel meselesi kabul eden çözümler, tefrişat önerileri… Montessori, Waldorf veya Reggio Emilia.
Dürüst davranmam gerekirse bunlarla çocukken tanıştığımı düşünmüyorum, fakültede veya meslek yıllarımın ilk senelerinde de araştırdığımı hatırlamıyorum. Bunlarla ilgili çoğunuz gibi yepyeni sayfa açmamın terminolojik olarak ebeveyn olduktan sonra olduğunu söyleyebilirim sanırım.
Çünkü çocuk odası tasarımı demek, çeşitli ekollerle veya çocuğun yetiştirilme tarzı ile doğrudan ilişkili bir durum aslında. Çocuk yetiştirirken farkına varmış olmamızın bundan sebep olabileceği kanısındayım. Tefrişat ölçeğinde yapılacak birkaç değişiklikle çocuk odası hazırlamanın yeterli olacağını düşünmek; hem çocuğa, hem tasarıma, hem de çocuk eğitim sistemine kuşkusuz haksızlık olur.
Önceki bültenlerden birinde Montessori’yi çoğu detayıyla ele almıştık. Sizlerden de merak ettikleriniz olursa Waldorf’u, Reggio Emilia’yı veya daha farklı ekolleri tüm detaylarıyla bilahare değerlendimek üzerine görüşlerinizi öğrenmek çok isterim.
Fonksiyon Analizi
Ama bugün daha temel, daha çerçeveyi oluşturan hususlara değinmek istiyorum müsadenizle. Aslında zor bir konu, ihtiyaç programını çıkaracak olsak yelpazesi çok geniş bir alan. Tüm parametrelerin, tasarım elemanlarının kullanıcısına has düşünülmesi gerektiğinin altını çizmek isterim. Sonuçta 2 yaşında bir erkek bebek için de, 8 yaşında bale yapan bir kız çocuk için de, 12 yaşında teknolojiye meraklı bir erkek çocuk için de tasarım yaptığımızda bunları çocuk odası tasarımı olarak tasniflemiş olabiliriz. Bunların her biri tasarım detaylarında elbetteki kullanıcısına hizmet eden çözümler ve farklılıklar barındıracaktır ancak bazı temel hususları ele alalım istiyorum. En zor öneriyi ilk söyleyeceğim. Zor dedim çünkü konut fiyatlarını, kiralarını düşündüğümde, özellikle büyükşehirlerdeki konut metrekarelerini öngördüğümde görece daha zor ve maliyetli olduğunu bildiğim öneri; işlevleri ayırmak. Buradan kastım, çocuk odası diye nitelendirdiğimiz oda için mümkünse odaya has bir işlev kazandırmak.
Çocuk için ayrılan odayı hem uyku, hem oyun, ya da ders çalışma gibi bir çok eylemin gerçekleştiği bir mekan olarak tasarlamak her bir eylemin gerçekleştirilirken sunduğu verimliliği düşürmektedir. İstanbul’da yaşayan biri olarak ne kadar zor bir şey söylediğimin farkında olduğumu bilmenizi bunu kaynakların sonsuz olduğu bir dünya için üst perdeden konuşulan bir şey gibi algılamamanızı rica ediyorum. Ama daha detaya girecek olursam, dikkati veya konsantrasyonu yetişkin bir bireye göre görece daha sınırlı biri için aynı oda içerisinde hem eğlenceyi hem uykuyu hatırlatacak tefrişat varken ondan yoğun ders çalışmasını beklemek zor değil mi sizce de? Eğer şartlar uygunsa, özellikle uyku işleviyle çalışma odasını veya oyun odasını ayırmanızı öneririm.
Mahal Çözümü
Fonksiyona göre tasniflenmiş mekanda, uyku işlevi için çözülen odanın, mahalin manzara yönünden perde seçimine, duvar boyasından içerisinde bulunan mobilyaya kadar değişkenlik gösterecek seçimlerle çocuğun verimli bir uyuma eylemi gerçekleştirmesi, buna bağlı olarak dinlenme, büyüme hormonu gibi uzmanlarca desteklenmiş sağlık parametrelerinin çözüm bulması kolaylaşacaktır. Uyku ve çalışma eylemleri birbirinden taban tabana zıt uyarılar olduğu için oda içerisindeki tefrişatın uyaranları farklı olmalıdır.
Çocuk odalarında ve bebek odalarında az eşya bulunmasının, mobilya seçiminin minimal olmasının daha verimli bir ortam sağlayacağı kaçınılmazdır. Alanın büyüklüğüne uygun bir tefrişat ile oda kişiselleştirilirken, aşırı büyük mobilya veya fazla oyuncak yerine çocuğun yaratıcılığını ortaya çıkarabileceği, konforlu ve özgür bir şekilde odasında vakit geçirebileceği geniş ve korunaklı alanlar tasarlanmalıdır. Dekorasyonda kolayca kırılıp çocuk için tehlike oluşturabilecek seçimlerden uzak durulması gerekmektedir.
Çocuğun yatağı mümkünse mahal içinde duvar kenarında konumlandırılmalıdır. Yatak yerleşimi olabildiğince mahal içi yerleşimde pencere önünden veya kapı yakınından uzakta kendisini güvende hissedeceği bir köşede çözülmelidir. Tercih edilen yatak seçimi, tehlike yaratabilecek yüksek yataklar yerine çocuğun uyku eylemini güvenle kendisinin gerçekleştirmesini destekleyen Montessori karyolalardan yana olmalıdır. Bunu destekleyen diğer mobilya seçimleri için Montessori’yi konuştuğumuz bültene göz atmanızı önerip çocukların deneyimleyerek öğrenmesine ve odasını kendisinin keşfetmesini destekleyen çocuk ölçeğinde erişilebilir, doğal malzemeden mamül ürünler olması gerektiğiyle kısaca toparlayabilirim sanırım.
Detaylar
Doğal ve temiz içerikli ürünlerin mobilyalarda, zemin kaplamasında, duvar boyasında ve tekstil ürünlerinde tercih edilmesi, çocuk odası tasarımında önemli bir kriterdir. Çocuk odalarında tercih edilen perdelerin, halıların çocuk sağlığı için olumsuz özellikte olan kimyasal ve sentetik ürünler yerine temiz içerikli ürünlerden yana olmalıdır. Hem estetik duran hem de doğal iplikten oluşan keten kumaş perdeler ve jüt malzemeden üretilmiş çocuk halıları veya kilimleri odanın tasarımına da farklı bir perspektif katmaktadır. Bu halıları kullanacağımız zeminlerin de taş, mermer, seramik gibi sert ve soğuk yüzeyler yerine ahşap veya mantar parkelerle döşenmesi oda zeminine sıcak ve yumuşak bir etki katacaktır.
Odadaki mimari etkinin yanı sıra odada ideal hava ve nem koşulları gözetilmeli, oda sıcaklığı 16 – 20°C (60,8 – 68°F) arasında nem seviyesi de %40-60 aralığında tutulmalıdır. Hava ve nemin yanı sıra çocuğun kullanıcı olarak konforunu arttıran diğer önemli bir öğe de aydınlatmadır. Aydınlatmanın uyku odalarında yatağın arkasına yerleştirilmesi ve aydınlatmaların uyku kalitesini arttırmak adına düşük güce sahip olması gerektiği göz ardı edilmemelidir. Gece lambası kullanılması istenildiği durumlarda, sakin ve loş bir ortam oluşturarak göz yorgunluğu oluşturmayacak renk seçimleri yapılmalıdır. Gece lambalarında koyu sarı veya turuncu gibi sıcak tonlar tercih edildiğinde çocuk üzerinde daha rahatlatıcı bir etki yaptığı düşünülmektedir.
Buna ek olarak, her detayı her mobilyayı uzun uzun konuşabileceğim bu tasarım konusu için, en genel çerçevede bir görüşle konuyu şimdilik noktalamak isterim. Çocuklarımızın gelişim süreçlerine, çalışma ve konsantrasyon sürelerine veya uyku kalitesine direkt etki eden önemli birparametre olan çocuk odası tasarımları, çocukların kişisel seçimlerinin yanı sıra bazı temel kritiklerle desteklendiğinde çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını ortaya çıkaran, güvenli bir ortamla mutluluklarını arttıran sonuçlar olarak bize geri bildirim oluşturmaktadır.
Dilerim yer yüzündeki tüm çocuklar için tek kaygımız, odalarının tasarımı olsun.