
YÜZEYİN HAFIZASI
Kütüphanede geçirilen sessiz bir günün sonunda, mimar hem mekânın fiziksel katmanlarını hem de zamanla biriken izlerini fark eder. Ahşap masadaki parlamış alan, taş duvardaki onarımlar, merdiven basamaklarındaki aşınmalar ve kapı kolundaki soğukluk; hepsi geçmişe dair birer tanıklık gibidir. Bu izler, yalnızca yapıların değil, insanların alışkanlıklarının ve duygularının da yüzeylere işlediğini gösterir. Çünkü bir yapının hikâyesi, çizimlerinde değil; dokunulan, yaslanılan, unutulmadan tekrar edilen yüzeylerinde birikir.