BÜLTEN

Bu bülten ve araştırma yolculuğu, FABRIKACO’nun sürekli gelişen bir uzmanlık ve miras yaratma kararlılığını yansıtıyor.  

Ayrıca, her projenin bir hikaye barındırdığını hatırlatıyor.

ÇİZGİNİN GÖLGESİ

“Mimarlık artık çizgiyle değil, gölgeyle başlayabilir. Alet artık oranlamaz, anlatır.”
Bu cümle, metnin temel düşüncesini taşır: Rönesans’ın kusursuz beden ve oran takıntısına karşı, mimarın çizim masasındaki arayışı sezgiye, kırık çizgilere ve gölgelere yönelir. Vitruvius’un dairesiyle dışarıda bırakılanlar – kadınlar, çeşitlilik, farklı bedenler – Schwitters’in kolaj parçaları ve Caravaggio’nun gölgeleriyle yeniden görünür olur. Mimarlık, artık yalnızca ölçmekle değil; anlatmakla, hissettirmekle, dışlananı dahil etmekle ilgilidir. “Çizginin Gölgesi”, tam da bu dönüşümün izini sürer.

Okumaya devam et »

İNCELEME | BETONU TEMİZLEMEK

Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacıların geliştirdiği yeni yöntem, çimento atıklarını çelik üretiminde yeniden kullanarak betonun geri dönüştürülmesini mümkün kılıyor. Elektrik ark ocaklarında uygulanan bu yenilikçi süreç, hem karbon salımını ciddi ölçüde azaltıyor hem de mevcut altyapıyla entegre çalışabiliyor. Eğer yaygınlaşırsa, yıkılmış binaların molozları, geleceğin şehirlerine dönüşen değerli birer kaynağa dönüşebilir. Bu çalışma, inşaat sektöründe döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırabilecek çığır açıcı bir adım olarak görülüyor.

Okumaya devam et »

BOŞLUKTA KALAN YAPI

Mimarlık tarihi genelde tamamlanmış yapılarla yazılır. Oysa ya hiç inşa edilmemiş olanlar? Yalnızca kâğıt üzerinde var olan, eksik bırakılmış ya da sadece zihinlerde tamamlanmış yapılar? Kadının göz gezdirdiği planda “Kuzey Cephesi” yazılıdır, ama çizilmemiştir. Belki unutulmuştur, belki de kasıtlı olarak eksik bırakılmıştır. Tıpkı Lebbeus Woods’un düş mimarisi gibi: inşa edilemez ama kavranabilir. Yapının içindeki boşluk, zamanın akışını durdurur; çatlaklar, izler, sessizlik birer cümle gibi yankılanır. “Her boşluk, bir söz sırasıdır. İçini doldurmak zorunda değiliz. İçinden geçmemiz yeterlidir.”

Okumaya devam et »

İNCELEME | ATIK MALZEMELERLE İNŞA EDİLEN GELECEK

Atık malzemelerle inşa edilen yapılar, sadece sürdürülebilirlik açısından değil, aynı zamanda geçmişe yeni bir anlam kazandırma çabasıyla dikkat çekiyor. Çin’den Vietnam’a, Danimarka’dan Avustralya’ya kadar pek çok mimari örnek, geri dönüştürülmüş malzemelerle yeni bir yaşam formu yaratıyor. Bu yaklaşım, sadece bir mimari yöntem değil; döngüsel bir yaşam felsefesine işaret ediyor. Geleceğin şehirleri, artık sadece yeni yapılarla değil; dönüştürülerek, yeniden tasarlanarak ve malzemeye ikinci bir şans verilerek kuruluyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | MİMARLIK VE MÜHENDİSLİĞİN BULUŞTUĞU NOKTA: CADENZA MERDİVENİ

ETH Zurich ve ROK Architects iş birliğiyle geliştirilen Cadenza Merdiveni, çelik fiber takviyeli hafif beton basamakları, yeniden kullanılabilir modüler yapısı ve dijital üretim teknikleriyle sürdürülebilir ve döngüsel mimarlığın geleceğine ışık tutan yenilikçi bir tasarım örneği sunuyor. Bu öncü yaklaşım, betonun hem estetik hem çevresel açıdan yeniden tanımlanabileceğini kanıtlıyor.

Okumaya devam et »

TASARIM TARİHİ İÇİN NOTLAR

Vitruvius’un satırlarından Fletcher’in “mimarlık ağacı”na, Usûl-i Mi‘mârî-i Osmânî’den Sinan’ın sessiz kubbelerine uzanan bir yolculuk… Batı merkezli anlatıların gölgesinde kalan sesler, çizgiler ve deftere düşülen notlarla yeniden görünür oluyor. Mimarlık tarihine çizgisel değil, katmanlı ve çok sesli bir bakış; zamanda açılan bir pencere ve yeniden kurulan mimarlık hafızası…

Okumaya devam et »

İNCELEME | SANATTA YENİ BİR DÖNEM: KÜBİZM VE PICASSO

Picasso’nun öncülüğünde doğan Kübizm, geleneksel sanat kurallarına köklü bir başkaldırının ifadesi oldu. Sanatçı, nesneleri parçalayarak farklı açılardan gösterdiği çalışmalarıyla yalnızca biçimi değil, sanatın algılanış biçimini de değiştirdi. “Avignonlu Kızlar” gibi eserlerle klasik perspektifi yıkan Picasso, modern sanatın sınırlarını yeniden tanımladı. Bu yaklaşım, sanat tarihinde yeni bir görsel dilin doğuşuna zemin hazırladı.

Okumaya devam et »

İNCELEME | ŞEHİRLERİN KİMLİĞİNİ AYDINLATAN UNSUR: DÜNYADAN İKONİK SOKAK LAMBALARI

Şehirler yalnızca gündüzleri değil, geceleri de kendilerine özgü bir kimlik taşır. Bu kimliği şekillendiren unsurlardan biri de sokak lambalarıdır. Tarihi ve estetik değerleriyle kent silüetlerine anlam katan, kültürel hafızayı geceye taşıyan bu aydınlatmalar, dünyanın farklı köşelerinde mimari akımların ve toplumsal dönüşümlerin izlerini yansıtır. Bu yazıda Paris’ten Tokyo’ya, Amsterdam’dan Berlin’e uzanarak, şehirlerin gece yüzünü aydınlatan ikonik sokak lambalarının izini sürüyoruz.

Okumaya devam et »

İNCELEME | SANATIN EN ÇILGIN İSYANI: DADAİZM

Dadaizm, 1916’da savaşın kaosunda Zürih’te doğan, sanatın kurallarına karşı çıkan ve absürd, anlamsız, mizahi bir ifade biçimi sunan “anti-sanat” akımıdır. Duchamp, Tzara gibi isimlerle gelişen bu hareket, görsel sanatlardan mimariye kadar birçok alanda etkili olmuş, postmodern ve kavramsal sanata ilham vermiştir. Geleneksel estetik anlayışları sorgulayarak sanatın ne olduğuna dair radikal bir bakış açısı getiren Dadaizm, bu yönüyle yalnızca bir sanat akımı değil, aynı zamanda bir düşünce ve protesto biçimi olarak da değerlendirilir.

Okumaya devam et »

İNCELEME | YAPILARIN EN ÖNEMLİ KULLANICISI

Çocukların gelişiminde mekânların rolü giderek daha fazla önem kazanıyor. Geleneksel sınıf düzenlerinden farklı olarak, onları keşfetmeye, iş birliğine ve hayal kurmaya teşvik eden alanlar yaratmak artık bir zorunluluk. Mimarinin çocuklarla kurduğu ilişki, onların dünyayı algılama biçimini şekillendirirken, yaratıcı çözümlerle tasarlanan mekânlar yalnızca estetik bir çevre sunmakla kalmaz, aynı zamanda çocukların özgüvenini, merakını ve sosyal becerilerini besleyen birer öğrenme aracına dönüşür.

Okumaya devam et »

FABRIKACO haberleri ve ürünleri hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurun.