BÜLTEN

Bu bülten ve araştırma yolculuğu, FABRIKACO’nun sürekli gelişen bir uzmanlık ve miras yaratma kararlılığını yansıtıyor.  

Ayrıca, her projenin bir hikaye barındırdığını hatırlatıyor.

İNCELEME | RENKLE İNŞA EDİLEN DUYGULAR

Renk, mimaride çoğu zaman taş ve ışığın gölgesinde kalsa da, mekânın duygusal kodlarını yazan en güçlü öğelerden biridir. Antik tapınaklardaki kırmızı ve mavi anıtsal vurgulardan Luis Barragán’ın sarı duvarlarına, Rietveld’in saf renk bloklarına kadar renk; yapının kütlesiyle diyalog kurar, hafızaya kazınan sessiz bir öykü anlatır. Günümüzün gelişen malzeme ve ışık teknolojileri ise renge dair sezgisel keşif alanını genişletiyor; böylece mimarlık yalnızca görülen değil, hissedilen bir deneyime evriliyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | MÜHENDİSLİĞİN FISILTISI: ELHAMRA

Elhamra Sarayı, suyla şekillenmiş bir mühendislik şaheseridir. Altı kilometre uzaklıktaki Darro Nehri’nden gelen su, eğim ve yerçekimiyle saraya ulaştırılır; bahçeleri, avluları ve çeşmeleri besler. Aslanlı Avlu’daki saatli çeşme gibi detaylarla su, hem zamanı hem yaşamı taşır. Elhamra’da su yalnızca bir kaynak değil; görünmeyen bir mimar, sessiz bir ritimdir. Sekiz yüzyıldır durmaksızın işler, yapıya ruh ve denge katar.

Okumaya devam et »

YÜZEYİN HAFIZASI

Kütüphanede geçirilen sessiz bir günün sonunda, mimar hem mekânın fiziksel katmanlarını hem de zamanla biriken izlerini fark eder. Ahşap masadaki parlamış alan, taş duvardaki onarımlar, merdiven basamaklarındaki aşınmalar ve kapı kolundaki soğukluk; hepsi geçmişe dair birer tanıklık gibidir. Bu izler, yalnızca yapıların değil, insanların alışkanlıklarının ve duygularının da yüzeylere işlediğini gösterir. Çünkü bir yapının hikâyesi, çizimlerinde değil; dokunulan, yaslanılan, unutulmadan tekrar edilen yüzeylerinde birikir.

Okumaya devam et »

İNCELEME | FOTOĞRAFIN IŞIKLA BAŞLAYAN YOLCULUĞU

Her şey bir karanlık odada başladı. Kamera obscura, ışığın küçük bir delikten geçerek dış dünyayı ters yansıttığı bir mucizeydi. Başlangıçta masa üstüne sığacak kadar basit olan bu aygıt, zamanla tüm odaları kaplayan karanlık kutulara dönüştü. Leonardo da Vinci, Vermeer ve Canaletto gibi sanatçılar bu sihre kapılmıştı. Teknik basitti: Işık küçük bir delikten geçip karanlık bir yüzeye düşüyor, dış dünya ters çevrilmiş halde yansıyordu. Ama hâlâ kalıcı bir iz yoktu; zamanı durdurmak sadece bir hayaldi.

Okumaya devam et »

Tasarımın Kalbinden Endüstrinin Kalbine… FABRIKACO FRANKFURT’ta!

FABRİKACO şimdi Frankfurt’ta!
Milano’dan sonra Avrupa’nın üretim kalbinde, Frankfurt’ta yeni merkezimizi açıyoruz. Bu sadece bir adres değişikliği değil; tasarım vizyonumuzu genişletme, üretim anlayışımızı dönüştürme ve uluslararası iş birlikleriyle büyüme yolunda güçlü bir adım. Almanya’nın mühendislik disipliniyle, İtalyan tasarım yaklaşımımızı bir araya getirerek yeni bir üretim hikayesi yazıyoruz.

Okumaya devam et »

KATMAN KATMAN KENT

Kütüphanede dolaşırken, karşısına çıkan bir başka kitapta bir cümle dikkatini çekiyor: “Kazmak, hem fiziksel hem düşünsel bir eylemdir.” Kazmak; yalnızca toprakta değil, zihinde de yapılan bir iş. Hafızanın, duyguların, kültürün katmanlarına ulaşmak için derine inmek gerek. Ve derine indikçe, yalnızca taşlar ya da tuğlalar değil; sesler, kokular, alışkanlıklar da bulunuyor. Bir duvar, zamanla hem Bizans tuğlası hem Osmanlı sıvası hem de modern beton taşıyabilir. Bu çoğulluk, kent kimliğinin en hakiki biçimi…

Okumaya devam et »

PROJE | LATA YAPIM SÜRECİNİN ANATOMİSİ

Projemiz, Almanya’nın Stuttgart kentinde konumlanan bir villa yapısında, mimarlık ile mühendisliği detay odaklı ve estetik bir anlayışla buluşturan özel bir uygulama sürecine dönüştü. Geleneksel yapı sınırlarının ötesine geçen bu çalışmada, tasarımdan üretime ve montaja kadar her adım titizlikle planlandı. Özellikle yapının tavan ve duvar yüzeylerinde kullanılan lata sistemleri, teknik uyum ve görsel bütünlük açısından projenin omurgasını oluşturdu. Hem malzeme davranışına dair öğrenme süreci hem de özel geçme çözümleriyle geliştirilen bu proje, gelecekteki uygulamalar için de güçlü bir referans niteliği taşıyor.

Okumaya devam et »

KAPANMIŞ KAPILAR

Zamanla yıpranmış yapılar, sadece taş ve toprak değildir; aynı zamanda hatıraların da taşıyıcısıdır. Eski bir kütüphanede başlayan bu sessiz yolculuk, bir mimarın geçmişle kurduğu görünmez bağları, terk edilmiş mekânlarda hâlâ nefes alan hikâyeleri keşfetmesini anlatıyor. Mimarlığın sadece yapılar değil, zamanın izleriyle şekillenen bir hafıza meselesi olduğunu hatırlatan bu metin, sessizliğin içinden bir fısıltıyla son buluyor:

“Yapılar terk edilebilir, ama hatırlanan hiçbir yapı tamamen yıkılmaz.”

Okumaya devam et »

GÖLGENİN HARİTASI

Gölge, yalnızca ışığın yokluğu değil; mimarlığın, düşüncenin ve kimliğin izlerini taşıyan bir anlatı aracıdır. Eski kitapların, unutulmuş notların ve tamamlanmamış metinlerin arasında, anlatıcı; mekânın yalnızca fiziksel değil, tarihsel, düşünsel ve kişisel gölgelerle biçimlendiğini keşfeder. Güneşin çizdiği sınırların ötesinde, gölge artık bir düşünce biçimi, bir “ve” olarak belirir, ne tam içinde ne de dışında, ama hep orada.

Okumaya devam et »

İNCELEME | ÜRETİM VE TASARIMDAKİ ATIK: YIKIM HENÜZ BAŞLAMADI

İnşaat atıkları ciddi çevresel sorunlara yol açarken, çözüm tasarım aşamasında başlıyor. Malzeme seçimleri ve planlama, üretim sürecindeki israfı azaltabilir, yapının doğaya etkisini en aza indirebilir. Geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı ve entegre atık yönetimi ise mimarlığı daha sürdürülebilir bir geleceğe taşıyan temel adımlardan biridir.

Okumaya devam et »

FABRIKACO haberleri ve ürünleri hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurun.