BÜLTEN

Bu bülten ve araştırma yolculuğu, FABRIKACO’nun sürekli gelişen bir uzmanlık ve miras yaratma kararlılığını yansıtıyor.  

Ayrıca, her projenin bir hikaye barındırdığını hatırlatıyor.

İNCELEME | LONDRA’DA BİR ZAMAN MAKİNESİ: NATURAL HISTORY MUSEUM

Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi, görkemli Viktorya dönemi mimarisi ve zengin tematik sergileriyle doğanın evrimsel öyküsünü etkileyici bir anlatımla sunan eşsiz bir müzedir. Dev mavi balina iskeletiyle karşılayan Hintze Hall’dan, yer kabuğu hareketlerini deneyimleten simülasyonlara ve çağdaş Darwin Centre’a kadar her bölüm, bilimi hem estetik hem de erişilebilir bir dille aktarır. Ücretsiz ziyarete açık bu kültür durağı, her yaştan ziyaretçiye doğanın büyüsünü keşfetme ve bilimin izini sürme fırsatı verir.

Okumaya devam et »

MALZEME | AHŞAP ÜZERİNE BETON

Ahşap mobilyalar üzerine uygulanan ultra ince beton ve mikro çimento kaplamalar, geleneksel zanaatkârlığı çağdaş malzeme estetiğiyle buluşturan yenilikçi bir tasarım yaklaşımı sunuyor. Hem görsel hem de dokunsal bir deneyim sağlayan bu yüzeyler, brutalist etkilerden ilham alırken çevresel sürdürülebilirlik açısından da yeni çözümlerle destekleniyor. Katmanlı yapısı ve doğa–endüstri arasındaki gerilimi yansıtan anlatımıyla, geleceğin tasarım kodlarını şimdiden şekillendiriyor.

Okumaya devam et »

PROJE | KORTEN, AHŞAP VE BETONUN SESSİZ DİYALOĞU: GOSSAU

Big Chefs Gossau, İsviçre doğasına saygılı mimarisiyle yalnızca bir restoran değil, duyulara hitap eden bir yaşam alanı sunuyor. Korten çelik, doğal ahşap ve betonun zamansız uyumuyla şekillenen tasarım, içten ve rafine bir sadelik taşıyor. FABRIKACO imzalı bu proje; malzeme, atmosfer ve işlevi kusursuz bir dengeyle buluşturuyor.
Doğayla iç içe kurgulanan bu mekân, gastronomi deneyimini mimari bir anlatıya dönüştürüyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | ZENGİN TARİHİN KARMAŞASI

Türkiye’nin mimarisi, çok katmanlı tarihi, kültürel çeşitliliği ve coğrafi konumunun etkisiyle oldukça zengin ama zaman zaman uyumsuz bir görünüm sunar. Farklı dönemlerden gelen mimari etkiler, modernleşme çabaları ve hızlı kentleşme süreci, bu çeşitliliği hem zenginleştirmiş hem de karmaşık hale getirmiştir. Bu mimari karmaşa, aslında Türkiye’nin geçmişten bugüne uzanan derinlikli hikâyesinin görsel bir yansımasıdır.

Okumaya devam et »

İNCELEME | ANADOLU’NUN GÖVDESİ: AHŞAP

Yüzyıllardır Anadolu’da yükselen her yapı, bir ağacın sessizce büyüyen gövdesinden doğdu. Taş toprağın sesi ise, ahşap onun nefesidir; kimi zaman meşe gibi sağlam, kimi zaman fındık gibi ince… Meşe cami kirişlerinde bir omurga olurken, kayın evin içini ısıtır, çam her köy evine girer, ceviz ise zarafetiyle konuşur. Her ağaç bir karakter taşır; ahşap sadece yapı değil, yaşanmışlık demektir. Ve biz, o geçmişin izini en çok bir tabureye oturduğumuzda hissederiz. Çünkü o tabure, sadece bir eşya değil; ustasının elinden geçmiş, zamanla şekillenmiş bir hatıradır. Ahşap, doğayla insan arasında kurulan en eski ve en derin bağdır.

Okumaya devam et »

İNCELEME | YAZLIKÇILIK-İKİNCİL KONUTLARDA 2025 ETKİSİ

2025 yazında yazlık yaşam anlayışı, doğallık, sadelik ve işlevsellik etrafında yeniden şekilleniyor. Gösterişli dekorasyonlar yerini keten, bambu, taş ve ham ahşap gibi doğal malzemelere bırakırken; açık planlı, içeriden dışarıya akış sağlayan mimari düzenlemeler ön plana çıkıyor. Zeytin yeşili ve lavanta grisi gibi yumuşak tonlarla ferahlatılan iç mekânlar, modüler ve hafif mobilyalarla destekleniyor. Bahçelerde ise çok sayıda bitki yerine anlamı olan sade peyzaj tercih ediliyor. Sanatsal dokunuşlara ve ruhu olan detaylara yer verilen bu yeni yazlık yaşam tarzı, estetikle birlikte zihinsel bir hafifliği de beraberinde getiriyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | RENKLE İNŞA EDİLEN DUYGULAR

Renk, mimaride çoğu zaman taş ve ışığın gölgesinde kalsa da, mekânın duygusal kodlarını yazan en güçlü öğelerden biridir. Antik tapınaklardaki kırmızı ve mavi anıtsal vurgulardan Luis Barragán’ın sarı duvarlarına, Rietveld’in saf renk bloklarına kadar renk; yapının kütlesiyle diyalog kurar, hafızaya kazınan sessiz bir öykü anlatır. Günümüzün gelişen malzeme ve ışık teknolojileri ise renge dair sezgisel keşif alanını genişletiyor; böylece mimarlık yalnızca görülen değil, hissedilen bir deneyime evriliyor.

Okumaya devam et »

İNCELEME | MÜHENDİSLİĞİN FISILTISI: ELHAMRA

Elhamra Sarayı, suyla şekillenmiş bir mühendislik şaheseridir. Altı kilometre uzaklıktaki Darro Nehri’nden gelen su, eğim ve yerçekimiyle saraya ulaştırılır; bahçeleri, avluları ve çeşmeleri besler. Aslanlı Avlu’daki saatli çeşme gibi detaylarla su, hem zamanı hem yaşamı taşır. Elhamra’da su yalnızca bir kaynak değil; görünmeyen bir mimar, sessiz bir ritimdir. Sekiz yüzyıldır durmaksızın işler, yapıya ruh ve denge katar.

Okumaya devam et »

YÜZEYİN HAFIZASI

Kütüphanede geçirilen sessiz bir günün sonunda, mimar hem mekânın fiziksel katmanlarını hem de zamanla biriken izlerini fark eder. Ahşap masadaki parlamış alan, taş duvardaki onarımlar, merdiven basamaklarındaki aşınmalar ve kapı kolundaki soğukluk; hepsi geçmişe dair birer tanıklık gibidir. Bu izler, yalnızca yapıların değil, insanların alışkanlıklarının ve duygularının da yüzeylere işlediğini gösterir. Çünkü bir yapının hikâyesi, çizimlerinde değil; dokunulan, yaslanılan, unutulmadan tekrar edilen yüzeylerinde birikir.

Okumaya devam et »

İNCELEME | FOTOĞRAFIN IŞIKLA BAŞLAYAN YOLCULUĞU

Her şey bir karanlık odada başladı. Kamera obscura, ışığın küçük bir delikten geçerek dış dünyayı ters yansıttığı bir mucizeydi. Başlangıçta masa üstüne sığacak kadar basit olan bu aygıt, zamanla tüm odaları kaplayan karanlık kutulara dönüştü. Leonardo da Vinci, Vermeer ve Canaletto gibi sanatçılar bu sihre kapılmıştı. Teknik basitti: Işık küçük bir delikten geçip karanlık bir yüzeye düşüyor, dış dünya ters çevrilmiş halde yansıyordu. Ama hâlâ kalıcı bir iz yoktu; zamanı durdurmak sadece bir hayaldi.

Okumaya devam et »

FABRIKACO haberleri ve ürünleri hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki formu doldurun.