MALZEME | YÜZEYİN ÖTESİ METAL KAPLAMALARIN TASARIMDAKİ YERİ

Neden Metal Kaplama? Neden Şimdi?

Yüzey dediğimiz şey, bir yapıya baktığınızda sizinle karşılaştığı ilk andır. Bir cepheye dokunduğumuzda, bir tezgâha yaslandığımızda ya da bir kapı koluna uzandığımızda aslında yapının bizimle kurduğu fiziksel ve görsel durumla tanıştığımız o ilk karşılaşmadır. İşte bu temasın karakterini belirleyen şey çoğu zaman kaplamadır. Benim içinse metal kaplamalar, malzemenin hem doğallığına hem de dönüşüm potansiyeline cevap verdiği için oldukça kıymetli bir detay seçimidir. Sürdürülebilir, estetik, uzun ömürlü ve teknik olarak güçlü olmasıyla yapı tasarımlarında adından söz ettirecek bir etki sağlamaktadır.

Mimaride Metal Kaplamaların Teknik Kullanımı

Metal kaplamalar sadece birer yüzey değil; yapının karakterini taşıyan birer katman oluşturmaktadır. Özellikle son dönemlerde metal kaplamalar cephe sistemlerinde, iç mekân bölücülerinde, mobilya panellerinde ve hatta tavan uygulamalarında büyük bir alan kaplamaktadır. Bu kaplamalar bazen taşıyıcı olmayan ancak görsel bir kabuk olarak cephede kullanılmakta; bazen de havalandırmalı cephe sistemlerinde (ventilated façade) yalıtım ve estetiği aynı anda sunan akıllı çözümlere dönüşmektedir.

Kullandığımız bazı sistemleri en temel yaklaşımla birkaç başlıkta toparlayacağımız kanaatinde olsam da her bir metal kaplamanın konuştuğu dil ve kurguladığı etki birbirinden farklıdır:

  • Kompozit panel kaplamalar (örneğin alüminyum kompozit paneller – ACP
  • Fırçalanmış paslanmaz çelik yüzeyler (hijyenik alanlarda, mutfaklarda)
  • Titanyum-çinko ya da corten çelik gibi zamanla değişen metal yüzeyler
  • Perfore metal levhalar ile yapılan gölgelikler ve güneş kırıcı sistemler
  • PVD (Physical Vapor Deposition) teknolojisiyle üretilen ultra ince, yüksek performanslı yüzeyler

Estetik ile İşlevselliği Buluşturmak

Metal kaplamalarla çalışmak, yapı üzerinde kurgulanmış bir denge oyunu gibidir. Soğuk gibi görünen metal yüzeyler, doğru ışık ve doku ile bir mekânın en sıcak parçası olmaktadır. Özellikle eskitme pirinç, mat bronz ya da siyah krom gibi tonlar; modern iç mekânlarda bütünleyici bir rol üstlenirken yapıya bir boyut daha kazandırmaktadır. Kimi zaman tek bir yüzey paneliyle, kimi zaman ince bir detayla yapı tasarımına farklı bir etki sağlanmaktadır. Bu ikisi arasındaki önemli fark aslında ölçeğe saygı duymakta saklıdır.

Proje tasarımlarında metal kaplamaları bir “vurgu” unsuru olarak kullanmak benim her zaman ilgimi çeken bir yaklaşım olmuştur. Tüm alanı kaplamak yerine, bir kütüphanenin raf arkasında, girişteki bir portmantonun iç cephesinde ya da açık mutfak dolaplarının sadece alt modülünde kullanılan az ama etkili bir kullanım, proje içerisinde bir vurgu yapmaktadır.

Sürdürülebilirlik ve Dönüştürülebilirlik

Bir mimar olarak malzeme seçimlerinden en önemli beklentim genellikle önceliklerime verdiği yanıtlardan ibaret olmaktadır. Bu malzeme tekrar kullanılabilir mi veya geri dönüştürülebilir mi diye sorduğum sorularda, sadece tasarımlarımızla değil çevreyle de dost olabilen malzemeler benim için her zaman açık ara ileride olmuştur.

Metal kaplamalar bu soruların birçoğuna olumlu yanıt vermektedir. Alüminyum, çelik ve bakır gibi metaller %100 geri dönüştürülebilmektedir. Ayrıca üretim süreçlerinde enerji verimliliği gözetilerek imal edilen yeni nesil levhalar sayesinde karbon ayak izi ciddi oranda azaltılmaktadır.

Bazen bir restorasyon projesinde sökülen bakır çatı kaplamasını, yeni bir tasarımın duvar paneli olarak yeniden hayal edebilmenin mümkün olması, malzemenin tasarımcı gözünden değerlendirilmesiyle yeni bir estetik algı ve yepyeni bir fonksiyon kazandırılmasıyla sürdürülebilir olmasının altını çizmektedir.

Yüzeyin Anlattıkları

Yüzey sadece bir koruma değil; bir hikâyenin anlatıcısıdır, bitiş detayıdır, tasarımın görülen yüzü, ilk algılanışıdır. Metal kaplamalarla birlikte tasarlarken, o yüzeyin zamana nasıl direneceğini, dokunduğunda ne hissettireceğini, hatta nasıl yaşlanacağını dahi hem tasarımcıya hem de kullanıcıya düşündürmektedir. Çünkü bazı yüzeyler yaş aldıkça, kullanıldıkça yeni bir ifade kazanmaktadır. Tıpkı eskitme pirinç gibi. Bana kalırsa tasarım denen konuda malzeme seçimleri yalnızca estetik değil; anlamlı ve fark yaratacak tercihlerle yapılacak kadar derin olmalıdır. Metal kaplama da işte bu anlamın taşıyıcısı olarak yüzeyle ilgili ilk söz söyleyen şekilde tasarıma eşlik etmelidir. Çünkü yüzey tasarım için doğru yerde, doğru teknikle, minimumla maksimumu sunan son katmandır.

Daha fazlası