Milano’da MUDEC’te (Museo delle Culture) 25 Eylül 2025 – 8 Şubat 2026 tarihleri arasında 20.yüzyılın en tanınan ve ilgi çekici isimlerinden biri, Maurits Cornelis Escher sergileniyor. İmkânsız mimarileri, optik illüzyonları, tessellasyonları (bir şeklin zeminde boşluksuz dizilimi) ve metamorfozları ile ünlenen M.C. Escher, sanat ile matematiği bir araya getiren benzersiz bir görsel dil yaratmasıyla biliniyor. İslam sanatının Escher’in grafik evrenine etkilerini anlatan bu sergide, bu benzersiz zihnin kullandığı yöntemler ve bu yöntemlerin soyut kavrayışı üzerinde durulmuş. Sergide ayrıca Escher’e ilham veren İslam sanat eserlerine de yer veriliyor.

Matris, Gravür, Baskı ve Yüzey Çalışmaları
Escher’in üretim yaklaşımını anlamak, aslında yüzeyle kurduğu ilişkiyi anlamakla başlıyor. Sanatçı yüksek baskıda linolyum ve ahşabı oyarak pozitif yüzeyi kabartıyor; çizgilerin ritmiyle ışığı ve tonu yönetiyor. Çukur baskıda, asit oyma ve metal üzerindeki derinlik kontrollü bir kimyasal süreçle formu tanımlıyor. Düz baskı olan litografide ise yüzey hiç oyulmuyor; su ve yağın kimyasal karşıtlığıyla çizim özgürleşiyor. Her teknik, Escher’in soyut tasarım kavrayışının farklı bir yönünü görünür kılıyor: çizgisel kesinlik, yapısal dönüşüm ve düşüncenin yüzeye aktarılma biçimi. Bu yöntemler bir araya geldiğinde ortaya yalnızca baskılar değil, formun nasıl çalıştığını sorgulayan bütüncül bir tasarım dili çıkıyor.

Formun Davranışı
Escher’in soyut kavrayışının merkezinde “formun davranışı” var. Bir şeklin yalnızca kendisini değil, çevresindeki boşluğu nasıl örgütlediğini, başka bir forma nasıl dönüştüğünü ve bu dönüşümün kompozisyonu nasıl taşıdığını inceliyor. Neredeyse mimari bir zihinle çalışıyor; her birim, bütünün işlevsel bir parçasına dönüşüyor.
Tekrarın bir dil hâline gelmesi. Simetrinin sistematik bir araç olarak kullanılabilmesi. Formların bir algoritma gibi birbirine akması. Escher’in metamorfozları da bu düşüncesinin en çıplak hâli. Bir figürün geometrik birimlere çözülmesi, ardından başka bir varlığa dönüşmesi, tasarımcıları şu soruyu düşünmeye itiyor. “Form, sınırını nerede kaybeder ve yeni bir şeye nasıl dönüşür?”

Döngüler ve Metamorfozlar
1930’ların sonlarından itibaren M.C. Escher, dönüşüm temasını daha derinlemesine araştırarak soyut, geometrik veya canlı formların yavaş yavaş birbirine dönüştüğü ve kesintisiz bir görsel akış yarattığı eserler üretmeye başlar.
Metamorphosis I (1937) eserinde Escher, ilk kez bir görüntüyü başka bir görüntüye dönüştürmek için tessellasyon tekniğini kullanır. İtalya’daki Atrani kasabasının gerçekçi betimlemesi, geometrik desenler aracılığıyla yavaş yavaş stilize bir figüre dönüşür ve böylece sürekli değişim kavramını görselleştirir.
Bu yaklaşım, sanatçının başyapıtlarından biri olan Metamorphosis II (1939-1940) eserinde daha da geliştirilir. Atrani yine başroldedir, ancak bu kez başlangıçta değil, eserin sonunda yer alır. Bir dizi dönüşüm, geometrik motifleri, hayvanları ve mimariyi birbirine bağlayarak kesintisiz bir döngü oluşturur: Eser, Hollandaca “metamorphose” kelimesiyle başlar ve yine aynı kelimeyle biter; böylece dairesel bir evren açılır ve kapanır.

Bu eserler, Escher’ın görsel dilindeki evrimin bir göstergesidir; burada metamorfoz teması zaman, mekân ve sonsuzluk kavramlarını keşfetmek için bir araç hâline gelir.
M.C. Escher, bu soyut ve evrensel kavramları temsil etme olanağını böylece güçlendirir. Metamorfozlarda zaman zaman birbirine zıt fakat tamamlayıcı unsurlar bir araya gelir, gece ve gündüz, hava ve su gibi ve karşıtlıklar aynı kompozisyon içinde iç içe geçer.

Tasarım Pratiğine Etkisi
Bu ilham verici sanatçının çalışmalarından ayrılırken, uygulanan teknikler ve işlenen soyut kavramlar aklınızda dans ediyor. Üzerinizde kalan etki, Escher’in tanımlandığı gibi yalnızca “optik oyunlar” ya da “matematiksel düzenlemeler” üzerinden değil; bugün de hala tartışılan düzen ile belirsizlik arasındaki ince çizgiyi anlamaya itiyor. Günümüz tasarım dünyasında en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyin tam da bu olduğunu düşünüyorum: Formu, kuralcı olmadan sistematik kılabilmek ve soyutu, işlevsel bir dile dönüştürebilmek.
